Bilimin ortaya koyduğu gerçekler açıktır: Doğmamış olanlar, gelişimlerinin ilk aşamalarından beri farklı, canlı ve tam insani varlıklardır. Bu nedenle, her “başarılı” kürtaj, canlı bir insani varlığın yaşamını sona erdirir.
Tıp Toplumu Bu Konuda Ne Söylüyor
Amerikan Tıp Birliği (AMA), 1859 yılının tarihini taşıyan Yasaya Karşı Olan Kürtaj hakkındaki Raporunda “çocuğun doğumdan önce canlı bir varlık olarak bağımsız ve gerçek varoluşunun” bilimsel bir gerçek olduğunu kabul etti. O tarihten bu yana hiç bir şey değişmemiştir. Son 150 yıldır doktorlar yaşamın döllenme anında başladığını bilmektedirler.
Embriyoloji alanındaki tıp uzmanlarının yazılarından yapılan aşağıdaki alıntılar üzerinde düşünün:
“Aşılama sürecinin sonunu oluşturan ve yeni bir bireyin yaşamının başlangıcını oluşturan birliğe sağlayışta bulunan, yumurtanın için giren bir sperma hayvancığı ve çekirdeksel maddenin karışımının sonucudur.” (Bradley M. Patent, Human Embrology [İnsan Embriyolojisi], üçüncü baskı., New York, McGraw Hill, 1968, sayfa 43.)
“Bir sperm hücresi ve yumurtanın her birleşiminde canlı olan ve bazı özel koşullar aracılığı ile öldürülmediği sürece yaşamaya devam edecek olan yeni bir varlık yaratılır.” (E. L. Potter ve J. M. Craig, Pathology of the Fetus and the Infant [Ceninin ve Bebeğin Patolojisi], üçüncü baskı., Chicago: Year Book Medical Publishers, 1975, sayfa vii.
Colorado Tıp Okulu Üniversitesindeki Dr.Watson A. Bowes, şu sözleri ile bu konuya yeterince açıklık getirir: “Tek bir insan yaşamının başlangıcı, biyolojik bakış açısı ile basit ve açık sözlü bir konudur – başlangıç döllenmedir.” (Senato Adli Komitesine Güçlerin Ayırımı Hakkındaki Alt Komisyon S-158, Rapor, 97. Kongre, I. Oturum, 1981.)
Amerika Birleşik Devletleri Senatosunun raporunda şu ifade yer alır: “Fizikçiler, biyologlar ve diğer bilim adamları bir insani varlığın – canlı olan ve insan türünün bir üyesi olan varlık – yaşamının başlangıcını döllenmenin belirlediğini kabul ederler. Bu görüşü onaylayan, çok sayıda tıbbi, biyolojik ve bilimsel yazılar mevcuttur.” (Güçlerin Ayırımı Hakkındaki Alt Komite, aynı kitapta.)
Kürtajın savunulmasından önce, sabık Planlanmış Anne-Babalık Başkanı Dr. Alan Guttmacher, herhangi birinin bu temel bilimsel gerçekleri sorgulamasından rahatsız oldu ve zihni karıştı. Life in the Making adlı kitabında şunları yazdı: “Tüm bunlar öylesine basit ve kesin görünüyor ki, bu konuların ortak bilgi alanına dahil olmadıkları bir zamanın varlığını düşünmek dahi zordur. (A. Guttmacher, Life in the Making: The Story of Human Procreation, New York: Viking Press, 1933, sayfa 3.)
Kısaca belirtelim, bir insan yaşamı, döllenme sürecinin tamamlanışı anında başlar.
Herhangi Bir Hücre yeterli Olabilir mi?
Reason dergisindeki Ronald Bailey her şeye rağmen şu konuda ısrar eder: Bu bilimsel gerçeklerden gerçek bir bilgi elde etmeyiz. Bailey, embriyo halindeki insani varlıkların yalnızca şu anlamda biyolojik açıdan insan olduklarını ileri sürer: bedendeki her hücre tam genetik kodu taşır, bunun anlamı şudur; somatik (bedensel) hücrelerimizin her biri her insan embriyosu gibi gelişmesi için gerekli olan aynı güce sahiptir. Basit bir şekilde söyleyecek olursak, Bailey bizim bir insan embriyosu ve insan hücreleri arasında tür açısından hiç bir farklılık bulunmadığına inanmamızı istemektedir.
Bu yanlış ve kötü bir biyoloji bilgisidir. Bailey’in burada yaptığı, parçaları bütünler ile karıştırmak gibi temel bir hatadan başka bir şey değildir. Bizim hücrelerimizin her biri ve bir insan embriyosunun arasındaki tür farkı aşikardır: Bir bireyin hücre işlevleri, bireyin kendisinin yalnızca bir parça olduğu daha büyük bir organizmanın hayatta kalışına tabi olurlar. Ama insan embriyosu her şeye rağmen daha şimdiden tam bir insani varlıktır. Robert George ve Patrick Lee bu konuyu iyi ifade ederler. Bir zamanlar bir sperm ya da somatik (bedensel) bir hücre olduğunuzu söylemek hiç bir anlam ifade etmez. Ama yine de bilim gerçekler, bir zamanlar bir insan embriyosu olduğunuzu açıklarlar. Somatik hücreler insan türünün üyeleri olarak kendi olgunluklarına yön verme yetisine sahip, kendilerini tamamlayan, farklı organizmalar değildirler, ama cenin halindeki insan varlıkları insan türünün üyeleri olarak kendi olgunluklarına yön verebilen kendilerini bütünleyen, farklı organizmalardır.” Dr. Maureen Condic ceninlerin canlı insani varlıklar olduklarına işaret eder, bunun nedeni ceninlerin özellikle “ölüm anında kaybolan insan yaşamının tek belirleyici niteliğine sahip olmalarıdır – yalnızca bir grup canlı hücre yerine işbirliği halindeki bir organizma olarak işlev görme yeteneği.” Utah Üniversitesinde Nörobiyoloji ve Anatomi Kürsüsü asistanı Condic, Bailey’in göz ardı ettiği bireysel parçalar ve tam insan ceninleri arasındaki önemli farklılığı açıklar:
“Bir hücre koleksiyonu ve bir canlı organizma arasındaki kritik farklılık, bedenin sağlığının bir bütün olarak sürmesi ve korunması için bir organizmanın işbirliği halinde çalışma yetisidir. İşte ölüm halinde tam olarak işlemez hale gelen yeti budur, ancak ölüm yine de meydana gelir. Ölü bedenler pek çok diri hücrelere sahip olabilirler, ama hücreleri artık işbirliği yaparak çalışamaz haldedirler.”
Döllenme Anı
Filozof David Boonin, yaşam lehinde olanın, yeni döllenmiş zigotun (iki gametin birleşmesi ile meydana gelen hücre) farklı, canlı ve tam bir insan organizması olduğuna ilişkin iddiasına aldırış etmez. “Yeni zigotik insan varlığının meydana gelişindeki döllenme anını tam olarak bilmediğimiz zaman, böyle bir şeyi bilebilmemiz nasıl mümkün olur? Boonin, bu noktada hem haklı hem de haksızdır. Döllenme süreci esnasında zigotun tam olarak ne zaman var olduğunu bilmediğimiz doğrudur. Bazı embriyoloji uzmanları zigotun varoluşunun spermin yumurtaya nüfuz ettiği zaman meydana geldiğini ileri sürerken, bazıları ise annenin ve babanın kromozomlarının birbirlerinin üzerinden geçerek iki katlı bir dizi oluşturdukları zaman gerçekleşen erkek ve dişi hücrelerin birleşmesi anında ortaya çıktığına işaret ederler. Ancak Bechwith şu noktaya işaret eder: Boonin’in ortaya koyduğu epistemolojik (kuramsal bilgi) soru önemlidir (Sperm ve yumurtanın var olmaya son verdikleri ve yeni bir organizmanın ortaya çıktığı zamanı nasıl bilebiliriz?), ama buna rağmen Boonin, kendi septisizminin (şüpheciliğinin) yaşam lehinde olanın güçlü destek gören ontolojik (yaratıklar bilgisine ait) iddiasını başarı ile çürüttüğü konusunda yanılgı içindedir. Çünkü zigot farklı, canlı ve tam bir insani varlıktır. “Spermin yumurtalığa ilk olarak ne zaman nüfuz ettiği ve canlı bir zigotun ne zaman var olduğu, yeni bir varlığın vücut bulduğu o tam kesin anı güvenli bir şekilde belirlemek mümkün olmayabilir. Ama bu agnostisizm (bilinemezcilik) bilgisi ile zigot X’in insani bir varlık olmadığını söyleyebilmek nasıl mümkün olabilir?” Beckwith, Boonin hakkında şunları yazar: “Boonin, sakalın sahte görünüşü ardına saklanır: Traşsız sakalın ne zaman bittiğini ve bir sakalın ne zaman başladığını söyleyememem, ama bu yeni traş edilmiş bir yüz ve sakallı bir yüz arasındaki farkı ayırt edemeyeceğim anlamına gelmez.”